Haber

İzmir’de yakılarak öldürülen madenci Nourtani için sokaklara çıktı: “İşyeri cinayetini örtbas etmek için işçileri yakan bu düzeni lanetliyoruz.”

HABER: SULTAN AKSİYON KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir İl Teşkilatı, Zonguldak’ta kaçak madende çalışırken yanarak hayatını kaybeden maden işçisi Muhammed Nourtani için bugün Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan TİP Ege Gençlik Sorumlusu Orhan Kiper, “Bu dolandırıcı katillerin yasa dışı iş yeri açmasına izin verildiği ve bu şekilde yolları açıldığı sürece işçilere yönelik sömürü ve vahşetin sınırı yoktur.” Kiper, TİP olarak olayın takipçisi olacaklarını ve sorumlulardan hesap soracaklarını söyledi.

Türkiye Personel Partisi (TİP) İzmir İl Örgütü, Zonguldak’ta kaçak madende çalışırken kaza geçiren ve daha sonra hayattayken yanarak hayatını kaybeden maden işçisi Muhammed Nourtani’nin ölümünü protesto etti. Yürüyüş yapan TİP üyeleri bugün Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaparak, “Bu sistemde sömürünün ve vahşetin sınırı yoktur” dedi. Açıklamada “İşçilerin kanı sermayenin elindedir”, “Mülteci işçiler yalnız değildir” ve “Katil sermaye, işçilerin düşmanı” gibi sloganlar atıldı.

“KONTROL OLMAYAN QUANESE’DE ÖLÜMLER ÖRTÜLÜYOR”

Basın açıklamasını okuyan Orhan Kiper, mülteci çalışanların çalışma koşullarına dikkat çekerek, madenlerin denetlenmediğini belirtti. Kiper, açıklamasında şunları söyledi:

“Madenci cinayetleriyle tanıdığımız Zonguldak’ta 10 Kasım’da akaryakıt dökülerek yanmış bir erkek cesedi bulundu. Cesedin 55 yaşındaki Afgan asıllı 3 çocuk babası Vezir Muhammed Nourtani’ye ait olduğu belirlendi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 kişiden 3’ü tutuklandı. Tutuklananlardan biri Nourtani’nin çalıştığı kaçak madenin sahibi Hakan Körnüş ile MHP Gelik İlçe Başkanı Hakan Körnüş’tü. Yakarak öldürdüler! Kaçak madendeki patlama sonucu yaralanan Nourtani’nin, maden sahibi Hakan Körnüş tarafından ormanlık alana taşındığı, önce dövüldüğü, ardından yakıldığı ortaya çıktı.

Yasadışı madenler, usulsüzlüğün ve kontrolsüzlüğün tüm emek sömürüsü mekanizmalarının merkezinde kural haline geldiğinin en açık örneği olarak günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Kontrolsüz madenlerde her yıl yüzlerce vatandaş hayatını kaybediyor ve ölümlerin üstü örtülüyor.

“MÜLTECİ İŞÇİLER İNSANLIK OLMAYAN ŞARTLARDA ÇALIŞIYOR”

Patronlar göçmenleri ‘ucuz emek’ olarak görüyor, hükümetler ise onları ‘ekonomik büyümenin önemli bir kaynağı’ olarak görüyor. Göçmenler; Madenlerde kömür tozuyla, inşaatlarda ve tersanelerde asbest ve daha birçok kimyasalla, kot taşlamada silikozla, otel ve restoranlarda kendilerine zarar verdiğini bildikleri halde 16 saate kadar ayakta çalışmak zorunda kalarak insanlık dışı koşullar altında çalışıyorlar. sağlıkları bozuluyor ve daha sert sömürüye maruz kalıyorlar. Daha önce çıkardığı kanunlarla göçmen personelin istihdamını kolaylaştıran sermaye devleti, doyumsuz işverenlerin açgözlülüğünü tatmin etmek adına denetimler yapmıyor. Çalışma hayatının gerektirdiği yasalara uymadığı ve lisansı olmadığı halde üretime başlayan işletmeler göz ardı ediliyor. Son günlerde çıkan yangınlarda göçmen personelin hayatını kaybettiği işyerleri, kaçak olarak faaliyet gösterdikleri yerlerdir.

“İŞÇİLERE YÖNELİK SÖMÜRÜ VE VAHŞETTE SINIR YOK”

Kaçak madenlerdeki iş cinayetleriyle gündeme getirilen usulsüzlükler, iktidar tarafından hızla gündemden çıkarılıyor ve bir sonraki iş cinayetine kadar unutulmaya çalışılıyor. İnşaat, tarım, dokuma, plastik ve madencilik en çok göçmen işçinin istihdam edildiği ve denetim eksikliğinin en fazla yaşandığı sektörlerdir. Göçmen işçilerin ölümleri çoğunlukla burada yaşanıyor. Sömürü sistemi, dil, din, ırk ayrımı yapmadan işçileri katletmektedir. İktidardakiler işverenleri haklı çıkarmak için ellerinden geleni yapıyor ve geri duruyorlar. Öyle ki işverenler, maden kazasında yaralanan Muhammed Nourtani’yi hastaneye götürmek yerine akaryakıtla yakmayı düşünüyor. Bu dolandırıcı katillerin yasa dışı işyerleri açmalarına izin verildiği ve bu şekilde yolları açıldığı sürece çalışan sömürüsünün ve vahşetinin sonu gelmeyecektir!

“BU VAHŞETİN SORUMLULARINI HESABI TUTACAĞIZ”

Emperyalistlerin savaş politikalarının bedelini, ırkları ne olursa olsun, işçiler ve yoksullar canları pahasına ödüyorlar. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin kirli çıkarları ve hesapları nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmenlerden 5’i, İzmir’in Çeşme ilçesinde fırtınada teknenin devrilmesi sonucu hayatını kaybetti.

Türk Personel Partisi olarak, iş cinayetlerini örtbas etmek amacıyla işçileri kendi topraklarından uzakta yakan, öldüren bu planı kınıyoruz. “Bu davanın takipçisi olacağız ve bu vahşetin sorumlularından hesap soracağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu