Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları ve merkez yönetim kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında 6-8 Eylül’de yaşanan protesto eylemleri gerekçe gösterilerek dava açıldı. Ekim 2014’te IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına tepki olarak. Kobanê Davası devam ediyor.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi salonunda yapılan duruşmaya tutuklu sanık Sebahat Tuncel katılırken, Gültan Kışanak ile Selahattin Demirtaş Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla birbirine bağlandı. Duruşmayı DEM Partisi Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan da takip etti.
Vakfın savunuculuğunu eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak üstlenecek.
Duruşma, Kışanak’ın avukatı Cihan Aydın’ın ifadeleriyle başladı. Aydın, Kışanak’ın yasal tutukluluk süresi dolmuş olmasına rağmen 75 gün cezaevinde tutulmasına itiraz ederek tahliyesini talep etti.
Mahkeme başkanı, “Gözaltı sürecine ilişkin itiraz süreci üst mahkemede devam ettiğinden şu aşamada karar verilemeyeceğine” karar verdi.
Avukatı Aydın, komitenin bağımsız ve tarafsız olmadığını belirterek, komitenin reddini talep etti. Mahkeme başkanı talebin yazılı olarak sunulmasını talep etti.
KIŞANAK: SİZE KÜRT SORUNUNU NASIL ÇÖZECEĞİNİZİ ANLATACAĞIM
MA’nın haberine göre duruşmaya Kandıra Cezaevi’nden katılan Gültan Kışanak, salondaki herkesi selamlayarak konuşmasına başladı. Kışanak, davanın üç ana meselesi olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Biri Kürt meselesi, ikincisi kadın özgürlüğü meselesi. Bu durumda kadınların özgürlük mücadelesi suçlama konusu haline getirildi. Üçüncüsü bu dava, Demokratik siyaseti ortadan kaldırın. Demokratik siyaseti suç sayıyorsunuz.” Mitingi ve basın açıklamasını kabahat olarak değerlendiriyorsunuz. Bu görüşte 1990’dan bu yana tüm Kürt siyasi partileri kabahat sayılıyor. HEP’ten bu yana getiriliyor ve ‘hepiniz suçlusunuz’ deniliyor. Bunları açıklayacaktım. Neden bizim işlerimiz kabahat olarak yansıtılıyor? Kürt sorunu nedir ve nasıl çözülebilir? Bunları anlatacaktım ama hukuksuzluk konusunda o kadar pervasızsınız ki yönteme dair birkaç söz söylemek istiyorum.
‘İtiraz özetleri avukatlığım bittikten sonra geldi’
Meclis’e gönderilen tutanakların tüm özetleri benim görev sürem sona erdikten sonra geldi. Soruşturma 2014-2015’te başladı ve tutuksuz yargılanıyorum. Ne demek daha sonra araştıracaksınız? Mahkeme lideriniz evde hastayken kararı yazıyor. Belgede yok. Hakkımdaki tartışmaların yüzde 90’ının Meclis’e zamanında gönderilmiş bir raporu yok. ‘Sen artık milletvekili değilsin, ben gelip istediğimi yaparım’ diyemezsiniz. Hakkımdaki tüm iddialar polis tarafından eş zamanlı olarak kayıt altına alındı ve ellerinde bulunuyor. Dokunulmazlığımı hiçe sayarak bu ortamı dinlemeye karar verenlerin elinde. Siz gelip gidiyorsunuz, darbeci polislerin raporlarını inceleyip önüme koyuyorsunuz. Siz buna adil yargılama diyorsunuz. 10 yıldır yargı önündeyim. Daha önce mahkemeye çıkmadığım mahkeme, savcı kalmadı. Şimdi onlara ‘Buna sonra bakarız’ diyorsunuz. Bu konuda yalan söylüyorsun çünkü duruşmaların bu özetlerinin mevcut olmadığını biliyorsun.
‘SEN KİMSİN BENİ YARGILAYACAKSIN?’
Savunamayacağım hiçbir faaliyetim yok. Hayatımda kimseyi tekmelememiş, kimseyi suça teşvik etmemiş bir kadınım. Sen kimsin ki beni yargılıyorsun? Biz ilk günden beri şunu söylüyoruz: ‘2009 yılında Meclis’te yapılan özel oturumda doğrudan konuştum.’ Kürt meselesiyle ilgili konularda 23 Nisan ve 29 Ekim’de bu konuda sözler aldım. ‘Demokrasi içinde çözelim’ dedim ama dikkate almıyorsunuz. Hiçbir grup konuşmama bakmıyorsunuz ama ‘Kışanak anadilde referandum yapılmasını istedi. O yüzden ‘bağımsız bir Kürdistan kurmak istiyor’ diyerek beni suçluyorsunuz. Ben o Meclis’e bu konuyla ilgili bir yasa tasarısı sundum, siz neyi suç sayıyorsunuz? Bütün bunları biliyorsunuz, dolayısıyla mevzuatın sorumsuzluğuna bakmıyorsunuz. Bilerek yaptınız ve savcı da kendi görüşüyle buna itiraf yazdı. ‘İfadesi 2020 yılında dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra alınmıştır’ dedi. Şu anda beni ANF’de yayınlanan 8 haberden dolayı mı yargılıyorsunuz yoksa kaç tane müebbet hapis cezası aldığımı bilmiyorum?
‘KOMPLO KURUYORSUNUZ’
Birleştirilmiş belge nerede? Neden buraya gelmedi? Bir komplo kurdun. Daha fazla insanı cezaevinde tutmak için yeni hukuk dışı eylemler icat ettiniz. Savcı, ‘Aksi kanıtlanmadıkça polis raporları delildir’ diyor. Aksini kim kanıtlayacak? Ben? 8 yıldır cezaevinde tuttuğunuz kadın siyasetçi bunu kanıtlayabilecek mi? Bu, hukukun üstünlüğündeki gibi bir hata suçlaması değildir. Bunlar Engizisyon Mahkemesindeki hata suçlamalarıdır. Benimle ilgili bu görüşte yer alan argümanların neredeyse tamamı darbeci polislerin uydurma raporlarına dayanmaktadır. Orada bir fotoğraf var. Altına dakikalar serilir. Resimleri nerede? Bunun bir mantığı var mı? Diyarbakır Newroz’unda yaptığım konuşmanın CD’si bile yok. Siz de ‘bu hukuki delildir’ diyorsunuz. Neye inanacağım?
‘YALANLARI ÖRTMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ’
Kanun açık. En uzun tutukluluk süresi 7 yıldır. İki aylık tutukluluk süresi yazarak boşuna çabaladınız. Bunu belgelerle kanıtladık. ‘3 yıldır yargılıyorsunuz. “Beni bu davaya ne zaman dahil ettiniz?” diye soruyoruz. Buna cevap bile veremiyorsun. Oldukça güzel olduğunu biliyorsunuz ama AKP-MHP otoriter rejiminin kara propagandasına hukuki kılıf bulmaya çalışıyorsunuz. Seçim meydanlarında yalanlar yayılıyor, siz bunu kanun gibi göstermeye çalışıyorsunuz. Yani bilmediğiniz hiçbir şey yok. Bunu bilerek yapmaya devam ediyorsunuz. Bu hukuksuz eylemlere ortak olmamak adına itirazlarımızı dile getiriyoruz. Seni reddediyorum. Adil bir yargılama yaptığınıza inanmıyorum. “Özel yetkili ve sorumlu bir komite olduğunuz açıktır.”
HAKİM TALEBİNİN REDDİ
Daha sonra tekrar açıklama yapan avukat Aydın, hakimin ret şartlarını okudu ve “Yanlış düşünüyorsunuz. Diş ipi ve un kullanmaya gerek yoktur. “Bir karar vermelisin” dedi. Mahkeme başkanı talebin reddine karar verdi.
Kışanak’ın savunmasına yarın saat 10.00’da devam edilecek. (HABER MERKEZİ)
