Haber

ABD’nin Orta Doğu turu: Washington’un İsrail ve Mısır için planı nedir?

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, 29-31 Ocaktarihlerin ortasında Ukrayna krizi, İran‘sorunlar’ ve ‘Orta Doğu‘çözüm’ konularını tartışmak Mısır, İsrail ve FilistinIf bu toplantıya bir ziyaret düzenledi Jake Sullivan, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanıve CIA Direktörü William Burns Ortadoğu ziyaretinin hemen ardından geldi. Mısır’a ilk giden Blinken, Kahireülkede Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisive Dışişleri Bakanı Semih Şükrü bir tane geldi Görüşmenin çarpıcı detayı, Blinken’in ABD’nin siyasi tutukluları serbest bırakmak için Mısır’a daha fazlasını yapması konusunda ısrar etmesi. ‘zorlamak’Devam edeceği konusunda uyarıldı.

Daha sonra İsrail’e taşınan Blinken, Başkan Isaac Herzog, Başbakan Benjamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallantve Dışişleri Bakanı Eli Cohenile temas kurdu. Terörle mücadelede İsrail’le, tüm İsrail halkıyla güçlü dayanışmamızı biliyorsunuz ve bu konuda da her zaman olduğu gibi yanınızdayız.”ABD derken FilistinKonuyla ilgili duruşuna dikkat çeken Bilinken’in görüşmede ‘İran’la ortak mücadele’ mesajı da ön plandaydı. İran‘ile ilgili nükleer silahlaraOlmaması gerektiği konusunda genel bir fikir birliği olduğuna dikkat çekilerek netanyahu bu bahiste Blinken ile ‘harika bir sohbet’ geçirdiklerini de vurguladı. Ayrıca İsrail başbakanı, Arap ülkeleri ilebağların normalleşme Bu alanda da atılım yapmayı planladığını söyledi. Bu adımın üst düzey ABD’li yetkililerle yapılan görüşmenin ardından hızla gelmesi dikkat çekti. Öte yandan Blinken, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki bağlara ilişkin de açıklamalarda bulundu. İsrail ile bölgedeki Arap ülkeleri arasındaki normalleşme anlaşmalarını genişletmek için birlikte çalışacaklarını söyleyen ABD’li bakan, İsrail’in ‘bölgeye daha yakın’ olduğunu söyledi. entegrasyonu“Washington” öncelik‘ belirtti.

Blinken, Sullivan ve Burns’ün Sputnik’e Orta Doğu ziyaretini takdir etmek Gazeteci Musa ÖzugurluABD ve İsrail’in bölge ülkeleri ile olan ilişkilerinde yeni stratejiler izlediği kanaatindedir.

‘ABD, Ukrayna kriziyle Mısır gibi ülkelere uyguladığı politikanın geçerli olmadığını keşfetti’

Blinken’in ziyaretinden bir hafta önce Burns ve Sullivan’ın orada bulunduğunu vurgulayan Özuğurlu, şöyle konuştu: “Biden iktidara geldikten sonra Mısır gibi bazı ülkelere karşı çok sıcak bir politika izlemedi. Buna Suudi Arabistan’ın veliaht prensi de dahildi. Bazı ülkeler konusunda Trump yönetiminden farklı olarak insan hakları temelli bir yaklaşım izleyeceğini belirtti. Hem ABD’nin hem de uluslararası insan hakları örgütlerinin baskısı altında Biden çok sıcak bir ilişki geliştirmedi. Ancak ABD, özellikle Ukrayna krizinin patlak vermesinden sonra bunun çok geçerli bir politika olmadığını keşfetmeye başladı. Çünkü Mısır’ın aynı zamanda Rusya ile ilişki geliştirmeye çalıştığını görüyoruz. Bu nedenle uygulamada ABD’nin işine yarayacak bir durum değildi ve Mısır gibi bir ülkenin bir şekilde dışarıda kalması onların çıkarına olmayacaktı.dedi ve ekledi:

“ABD’nin bu dönemde Mısır’a çok ihtiyacı olduğunu görüyoruz”

“Şimdi Biden yönetiminin Mısır ile yeni bir sayfa açmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Dünyadaki duruma baktığımızda, her iki ülkenin karşı karşıya olduğu bazı ortak zorluklar var. Birincisi, doğal Ukrayna kıtlığı. Dünyadaki birçok ülkeyi geleceğe yönelik belirli bir pozisyon almaya zorladı. Mısır’ın ABD için bölgedeki önemi çok büyük. Çünkü Mısır bölgede çok önemli, çok büyük ve birçok tarafı olan bir ülke; Özellikle İsrail ve Filistin tarafı ile etki edebileceği bir ilişkisi var. Örneğin kriz döneminde Filistin ve İsrail’in başvurduğu ülkelerden biridir. Ağırlığını Filistinliler üzerinde kullanabilen ve sözü dinlenen bir ülke konumundadır. Dolayısıyla bu dönemde ABD’nin Mısır’a büyük bir ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bu ziyaretleri buna bağlıyorum. Elbette Biden daha önce bu kadar ateşli değildi. Tabii sonrasında bir görüşmeleri oldu. Sisi ile de ortak açıklama yapıldı ama bu yine de ABD’nin Mısır’la sıcak bir bağ geliştirdiği anlamına gelmiyor.”

‘Sullivan ve Burns’ün ziyareti bölge için gelecekteki gerilim senaryolarıyla ilgili’

Özuğurlu, Ortadoğu’da yakın geleceğe yönelik gerilim senaryolarının dillendirildiğine de değindi. Küresel siyasete baktığımızda Ortadoğu çok önemli bir yerde. Son dönemde özellikle İsrail’de Netanyahu’nun iktidara gelmesi tansiyonu yükseltti. Daha önce İbrahim anlaşmaları olduğu için Negev işbirliği girişimleri vardı. Ancak Netanyahu’nun iktidara gelmesinin ardından İsrail ve Filistin arasında son günlerde yaşanan olaylar gibi gelişmeler bekleniyordu. Bu nedenle ABD’nin örneğin Lübnan-İsrail arasındaki deniz yetki alanına yönelik olumlu girişimleri bir anda boşa çıkabilir. Yani bu risk hala var. Sullivan ve Burns’ün bölgeye gelmesi özellikle bundan sonra bölgenin yaşayabileceği senaryolarla alakalı.”ifadeleri kullandı.

“İsrail’in İran’a yönelik strateji geliştirmeye devam etmesi bölgede ciddi bir gerilim olduğunu gösteriyor”

Özuğurlu, ABD-İsrail temasının ardından tarafların İran’a ilişkin açıklamalarının altını çizerek, “İran ile ilgili olarak bir yanda İran’da yaşananlar, İsrail’in İran’a karşı sürekli bir askeri strateji geliştirmesi, hatta yakın gelecekte olası saldırılardan söz edilmeye başlanması gerçekten de ciddi bir gerilimin yaşandığını gösteriyor. bölgede başladı. O yüzden bu ziyaretlerin bir yandan süreci tartışmak, diğer yandan yakın ilişki içinde olacağımız ülkelerden biri olan Mısır ile ilişkileri tamamen eski haline getirmek olduğunu düşünüyorum. izle” dedi.dedim.

‘İsrail, Arap ülkeleriyle yakın ilişkilerini sürdürerek Filistin ve İran meselesini kendi lehine çevirmeye çalışacak’

Özuğurlu, İsrail’in Arap ülkelerine yönelik bir kalkınma ihtiyacına ilişkin yaptığı konuşmaları da değerlendirdi, “Bu aslında temelleri Trump döneminde atılan bir süreç. Bir şekilde başarılı oldu. Yani bazı Arap ülkelerinin İsrail’le doğru düzgün ilişkiler geliştirmeye başladığını gördük. Ne olursa olsun Ortadoğu’da artık böyle yeni bir dinamik var. İsrail’in Arap dünyasıyla ilişkilerini çok daha sıkı geliştirmesi, başta Filistin sorunu olmak üzere İsrail’in bölgedeki birçok sorununu ortadan kaldıracaktır. Bunların en büyüğü İran sorunudur. Birleşik Arap Emirlikleri gibi şu anda İsrail ile ilişkilerini geliştirmekte olan ülkelerin İran’a olan ilgilerini bire bir sürdürmeye çalıştıklarını görüyoruz. Suudi Arabistan’ın da İran’la normalleşme adımları attığını görüyoruz. Ancak bunlar aynı zamanda İsrail’i rahatsız eden tutumlardır. Dolayısıyla İsrail’in bu ülkelerle çok daha yakın ilişki kurması ve bu ülkelerin kendi lehine hareket etmesini sağlaması İsrail adına değerli ve elzemdir.”şeklinde konuştu.

“Blinken’in Arap ülkeleri üzerinden İsrail’i ilan etmesi Netanyahu’ya yönelik bir eleştiridir”

Blinken’in Arap ülkeleri ve İsrail’in durumuyla ilgili ‘yakınlık’ vurgusunun önemine vurgu yapan Özuğurlu, şöyle konuştu: “Bu biraz Netanyahu’nun siyasetine bir gönderme. Netanyahu’ya eleştiri Çünkü örneğin Netanyahu’nun deniz yetki alanı anlaşmasında Lübnan’a şiddetle karşı çıktığını görüyoruz. Aynı şekilde Filistin sorununa ilişkin gerilimi tırmandırmaya devam ettiğini görüyoruz. Ama ne olursa olsun İsrail ile normalleşme olsa bile Arap ülkeleri Filistin meselesinin dışında kalamazlar. Bunu kendi kamuoyunda açıklayamazlar. Dolayısıyla bu tür gerilimlerin azaltılması İsrail’in bu ülkelerle ilişkilerini iyileştirecektir. Gelişmesi tabii ki bahsettiğim İran gibi büyük hedeflerle ilgili olarak İsrail’in çıkarınadır. Bu nedenle Blinken bir yandan İsrail’e böyle bir ilginin uygun olacağını söylerken, diğer yandan pratikte Netanyahu hükümetini fiilen eleştiriyor.”dedim.

beyoglu-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu